ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK FAKÜLTESİ PROJESİ

 






Çalışma Çukurova Üniversitesi Mimarlık Fakültesinin, Mühendislik Fakültesinden ayrılmasıyla oluşan yeni bölümlerin kampüs içinde dağınık olarak yer alan tasarım stüdyolarını bir araya getirmeyi ve öğrencilerin kaybolan aidiyet duygusunu oluşturmayı hedeflemektedir. Bu amaçla “Tasarım Stüdyoları” için yenilikçi ve farklı bir düşünce arayışına gidilerek çevre ile bağını koparmayan, bölge geleneğine uygun olarak, etkin ve esnek mekânlar nasıl oluşturulabilir sorusuna yanıt arandı.





Arazi Kullanımı 

Öncelikle tasarımın ana fikri “Mekan Aidiyeti” üzerine kurgulanmış ancak bu yaklaşım stüdyo bazında değil, daha geniş bir perspektiften bakılarak, “Mimarlık Fakültesi Eğitim Kompleksi” adı verilen yapı bütünü içinde irdelenmiştir.
Dolayısıyla gerek akademik binalar gerekse de tasarım stüdyolarının yerleşimi için kompakt çözüm yerine, eğimi kullanan, araziye yayılan, gelişmeye açık esnek bir yapılaşma modeli düşünülmüştür. Eğitim alanı olarak seçilen Mimarlık Fakültesi arazisinin kuzeyinde kalan 35 metrelik ana yol, eğitim yapısı içinde temel anlamda trafik yoğunluğuna ve ses kirliliğine de neden olmaktadır. Dolayısıyla tasarlanacak olan Mimarlık Fakültesi eğitim yapılarının kendi içinde uyumlu, çevresi ile dinamik bir ilişki kuran fakat yol ile temasını en aza indiren bir yaklaşım ile planlanmıştır.






Süreç ve Mekana Aidiyet Tasarım stüdyolarının doku oluşumuna yön veren kavram hiç kuşkusuz öğrencinin “mekana aidiyeti” öngörüsü olmuştur. Bu amaçla öğrencilerin; 
  • Tasarım yapabilecekleri, 
  •  Hayal güçlerini geliştirebilecekleri, 
  • Paylaşabilecekleri
  • Sosyalleşebilecekleri,
  • Rüzgârı hissedebilecekleri, düşen yaprağı görebilecekleri, doğayı deneyimleyebilecekleri ve
  • Aidiyet duygusunu geliştirebilecekleri bir tasarım süreci benimsenmiştir.




İlk eskiz olarak öncelikle bu mekânların akademik bina içinden soyutlanarak ayrı düşünülmesi ve stüdyo mekânlarının farklı boyutlarda biçimlenerek dinamik bir kurgu oluşturması hedeflenmiştir. Bu yolla yepyeni bir düzen önerisi getirilerek, bir mekândan diğer mekâna akarak geçen bir stüdyolar dizisi oluşturulmuştur. Aynı zamanda stüdyoların ve dersliklerin çeşitli işlevlere olanak verecek şekilde farklı ölçeklerde tasarlanması mekânlara da özgürlük sağlamıştır. Bina içindeki sınırlarından kurtulan ve parçalı model ile arazi içine serbestçe yerleştirilerek direkt dış mekâna açılan stüdyolar aynı zamanda bir avlu etrafında toplanmıştır.


Tasarım Stüdyolarının Oluşumunu Belirleyen Dinamikler: Sokak, Sosyal Alan ve Aidiyet Mimarlık Eğitim Kompleksi içinde yer alan Tasarım Stüdyoları, tasarım süreci boyunca sosyal alanlar ile ilişki kurabilecekleri şekilde düşünülmüştür. Bu amaçla ilişkileri düzenleyecek olan Fakülte Kompleksinde kuzey-güney yönünde “Sanat Sokağı” olarak tanımlanan kuvvetli bir yaya aksı yerleştirilmiştir. Bu sokağın doğu bölümünde fakültelerin stüdyoları, açık amfi ve toplanma alanı yer alırken, batıya gelen bölümünde ise dekanlık, konferans salonu, bölüm binaları, ana meydan ve otoparklar konumlanmaktadır. 




Sokağa bağlı tasarım stüdyolar ve kompleks içindeki akademik binalar doğal hava akışından yararlanmak amacıyla kuzey-güney yönünde yerleştirilmiştir. Duvarların yön verdiği akslar, aynı zamanda iki toplanma alanını da stüdyolara bağlamaktadır. Sanat sokağı öğrencilerin deneyimlerini paylaşılabileceği, sosyal toplantıların ve etkinliklerin yapılabileceği tüm Kompleksin de merkezini oluşturmaktadır.



Sokak üzerinde yer alan ve güneyden kuzeye doğru uzanan bu “Duvarlar” 6 amaç için kurgulanmışlar: 

1. Kuzey-Güney aksında yerleşerek stüdyolara güney esinti aksını sağlamak,
 2. Batı güneşini keserek, gölgeli bir yürüme alanı yaratmak, 
3. Duvarlar üzerinde dolu-boş ilişkisi ile statik sokak etkisinden kurtarıp, dinamik bir sokak dokusu oluşturmak, 
4. Bütün akademik binaların ve tasarım stüdyolarının iletişimini sağlamak, 
5. Dolayısıyla farklı bölümlerde yer alan öğrencilerin çalışmalarını sergileyebileceği, kullanmadıkları eşyalarını rahatça takas edebilecekleri, sosyalleşebilecekleri bir panayır alanı havası vermek, 
6. Tüm bunların sonunda da öğrencinin aidiyet duygusunu kuvvetlendirmektir.






Mimarlık okullarının ana damarı tasarım stüdyolarıdır. Öğrencilerin evi niteliğindedir. Herhangi bir boşluk değildir. Küçük veya büyük bir mekân değildir. 150 m2 veya 200 m2 hiç değildir. Sınırları yoktur. Tasarım stüdyoları, çevre demektir, yaşam demektir, aidiyet demektir. Tasarım stüdyosu aynı zamanda öğrenenini çevresiyle buluşturmaktır, öğretenle tartışmaktır, birlikte paylaşmaktır. Bu anlamda Çukurova Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Eğitim Kompleksinde yer alacak olan Tasarım Stüdyoları sadece eğitim verilen fiziksel mekânlar olmaktan çıkarılmış, öğrencileri hayata hazırlayan, deneyimleme imkanı veren ve olabildiğince özgür bırakan bir yaklaşım ile tasarım biçimlendirilmiştir.

PROJE GÖRSELLERİ

MİMARLIK BÖLÜMÜ ATÖLYELERİ VE AVLUSU


PEYZAJ BÖLÜMÜ ATÖLYELERİ VE GELİŞİM ALANLARI

BÖLÜMLER ARASI AÇIK AMFİ TİYATRO

KOTLAR ARASI BAĞLANTI AKSLARI

BÖLÜMLER ARASI ÖĞRENCİ SANAT AKSI
ATÖLYELER

ATÖLYELER


ATÖLYELER ARASINDA BULUNAN SOSYAL AKTİVİTE AKSI
PROJEYE GENEL BAKIŞ
                                                     PROJEYE GENEL BAKIŞ



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Akademik Kadro

Mimarlık Bölümü 2020 Yaz Dönemi Staj Yönergesi